BOŞANMA DAVASINDA DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR

AİLE HUKUKU VE BOŞANMA DAVASI

BOŞANMA DAVSINDA DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR

4721 sayılı Medeni Kanuna göre boşanma davası iki şekilde açılabilir:

  • Anlaşmalı boşanma davası,
  • Çekişmeli boşanma davası.

İKİNCİ BÖLÜM
BOŞANMA
A. Boşanma sebepleri
I. Zina
Madde 161- Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir.
Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina
eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
Affeden tarafın dava hakkı yoktur.
II. Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış
Madde 162- Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü
davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir.
Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde bu
sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
Affeden tarafın dava hakkı yoktur.

III. Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme
Madde 163- Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu
sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.
IV. Terk (1)
Madde 164- Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek
maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık,
en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim veya noter tarafından yapılan
ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye
zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır.
Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hâkim veya noter, esası incelemeden yapacağı ihtarda
terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi hâlinde doğacak sonuçlar
hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilân yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak
için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay
geçmedikçe dava açılamaz.
V. Akıl hastalığı
Madde 165- Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez
hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek
koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.
VI. Evlilik birliğinin sarsılması
Madde 166- Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede
temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.
Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya
itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik
birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa
boşanmaya karar verilebilir.
Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte

başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını
kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi
için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve
boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi
uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada
gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya
hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.
Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve
bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak
hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi
üzerine boşanmaya karar verilir.
B. Dava
I. Konusu
Madde 167- Boşanma davası açmaya hakkı olan eş, dilerse boşanma, dilerse ayrılık
isteyebilir.

II. Yetki
Madde 168- Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri
veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.
III. Geçici önlemler
Madde 169- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli
olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve
korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.
C. Karar
I. Boşanma veya ayrılık
Madde 170- Boşanma sebebi ispatlanmış olursa, hâkim boşanmaya veya ayrılığa karar verir.
Dava yalnız ayrılığa ilişkinse, boşanmaya karar verilemez.
Dava boşanmaya ilişkinse, ancak ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı bulunduğu takdirde
ayrılığa karar verilebilir.
II. Ayrılık süresi
Madde 171- Ayrılığa bir yıldan üç yıla kadar bir süre için karar verilebilir. Bu süre ayrılık
kararının kesinleşmesiyle işlemeye başlar.
III. Ayrılık süresinin bitimi
Madde 172- Süre bitince ayrılık durumu kendiliğinden sona erer.
Ortak hayat yeniden kurulmamışsa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.
Boşanmanın sonuçları düzenlenirken ilk davada ispatlanmış olan olaylar ve ayrılık süresinde
ortaya çıkan durumlar göz önünde tutulur.
IV. Boşanan kadının kişisel durumu
Madde 173- Boşanma hâlinde kadın, evlenme ile kazandığı kişisel durumunu korur; ancak,
evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Eğer kadın evlenmeden önce dul idiyse hâkimden bekârlık
soyadını taşımasına izin verilmesini isteyebilir.
Kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir
zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üzerine hâkim, kocasının soyadını taşımasına izin verir.
Koca, koşulların değişmesi hâlinde bu iznin kaldırılmasını isteyebilir.
V. Boşanmada tazminat ve nafaka

  1. Maddî ve manevî tazminat
    Madde 174- Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya
    daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir.
    Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan
    diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.
  2. Yoksulluk nafakası
    Madde 175- Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak
    koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.
    Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.Tazminat ve nafakanın ödenme biçimi
  3. Madde 176- Maddî tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre
  4. irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir.
  5. Manevî tazminatın irat biçiminde ödenmesine karar verilemez.
  6. İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden
  7. evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme
  8. olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat
  9. sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır.
  10. Tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın
  11. artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.
  12. Hâkim, istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafakanın gelecek
  13. yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.
  14. Yetki
  15. Madde 177- Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında, nafaka alacaklısının yerleşim
  16. yeri mahkemesi yetkilidir.
  17. Zamanaşımı
  18. Madde 178- Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma
  19. hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
  20. VI. Mal rejiminin tasfiyesi
  21. Boşanma hâlinde
  22. Madde 179- Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır.
  23. Ayrılık hâlinde
  24. Madde 180- Ayrılığa karar verilirse mahkeme, ayrılığın süresine ve eşlerin durumlarına göre
  25. aralarında sözleşmeyle kabul edilmiş olan mal rejiminin kaldırılmasına karar verebilir.
  26. VII. Miras hakları
  27. Madde 181- Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan
  28. önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan
  29. anlaşılmadıkça, kaybederler.
  30. (Değişik ikinci fıkra: 31/3/2011-6217/19 md.) Boşanma davası devam ederken, ölen eşin
  31. mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunun ispatlanması hâlinde de
  32. yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.
  33. VIII. Çocuklar bakımından ana ve babanın hakları
  34. Hâkimin takdir yetkisi
  35. Madde 182 – Mahkeme boşanma veya ayrılığa karar verirken, olanak bulundukça ana ve
  36. babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan
  37. sonra, ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenler.
  38. (Ek ikinci fıkra:24/11/2021-7343/37 md.) Mahkeme, kararında kişisel ilişki düzenlemesinin
  39. gereklerinin yerine getirilmemesi hâlinde, çocuğun menfaatine aykırı olmamak kaydıyla velayetin
  40. değiştirilebileceğini ihtar eder.
  41. Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin
  42. düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş,
  43. çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.
  44. Hâkim, istem hâlinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen bu giderlerin gelecek yıllarda
  45. tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir

Hukuki Sorunlarınız İçin Bizimle İletişime Geçin

Let’s talk

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut elit tellus, luctus nec ullamcorper mattis, pulvinar dapibus leo.

Get an Appointment Today!

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir