Boşanma davası durumlarında boşanma avukatın işlevi hukuki açıdan çözüm sağlar. Boşanma durumlarında avukat müvekkilin haklarını koruma görevini üstlenir. Bunun yanında müvekkilini mahkemeden temsil eder, belgelerin düzenlenmesini sağlar ve sürecin sorunsuz bir şekilde işleyişinde etkin bir rol oynar. Ayrıca müvekkillerini hukuki konularla alakalı olarak bilgilendirir.
Boşanma süreci çiftler için oldukça yıpratıcı ve zor bir süreçtir. Avukatlardan profesyonel hukuki destek almak zorlu süreçlerin üstesinden gelmek açısından kolaylık sağlar. Boşanma davalarında bir hazırlık süreci bulunur. Boşanmayı düşünen tarafların boşanma sebepler dinlenir. Bu açıdan dava hazırlıkları yapılır.
Boşanma nedenlerinin kararlaştırılmasının ardından tarafların birbirleriyle karşılıklı bir talebinin olup olmadığının belirlenesi gerekir. Nafaka talebi, velayet kimde kalacak, maddi ya da manevi tazminat talepleri, mal paylaşımı gibi konuların değerlendirilmesinin ardından boşanma dilekçesi hazırlanır. Dava dosyalarında dilekçe ile beraber boşanma sebepleri delilleri de eklenir. Tanık beyanlarının gerektiği durumlarda tanıkların isim, soy isimleri ve adresleri de mahkemeye dava dosyası içerisinde sunulur. Adliyede dava harç ve giderleri vezneye yatırıldığında dosyanın teslim işlemleri gerçekleştirilir. Bu şekilde boşanma davası da açılmış olur.
Anlaşmalı Boşanma Davalarında Avukatın Rolü
Anlaşmalı boşanma davalarında tarafların boşanma ile beraber getirdiği velayet, nafaka, maddi ve manevi tazminat konularında ve dilerlerse mal paylaşımı konularında anlaşma sağlamaları gerekir. Hakim, bu davada boşanma ve sonuçlarına tarafların anlaşmalarını beyan ettikleri anlaşmalı boşanma protokolü doğrultusunda karar verilir. Bu nedenle tarafların anlaşmalı boşanma protokolünde iradelerini doğru ve hak kaybetmeyecek şekilde beyan etmeleri önemlidir.
Nafaka ile maddi ve manevi tazminatla alakalı olarak tarafların iradelerini mutlak suretle protokolde belirtmeleri ve bu konuda anlaşma sağlamaları gerekir. Aksi durumlarda anlaşmalı boşanma davaları çekişmeli boşanma davalarına dönüşür. Bilindiği gibi çekişmeli boşanma davaları anlaşmalı boşanma davaları ile kıyaslandığında çok daha uzun ve zordur. Bazen taraflar evliliğin kısa sürede sona ermesini istedikleri için anlaşma sağlamak açısından gerçek iradelerinin dışında aksine nafaka veya tazminat talep edilmediği ile ilgili beyanda bulunabilirler. Fakat burada dikkat edilmesi gereken önemli bir konu vardır. Anlaşmalı boşanma davası aşamasında ve protokolde nafaka ya da tazminat talep edilmediği ile ilgili beyanlar hükme esas alınır. Bunun yanında anlaşmalı boşanma davası sonuçlandıktan sonra ayrı bir dava ile tarafların nafaka ya da tazminat talep etmesi mümkün değildir.
Mal paylaşımı konusunda anlaşma sağlanmaması anlaşmalı boşanma davası sonucunu etkilemez. Fakat tarafların bu konuda anlaşmalarında herhangi bir engel bulunmaz. Tarafların mal paylaşımı ile ilgili taleplerinin olmadığı ile ilgili beyanda bulunmaları durumunda hükmün kesinleşmesinin ardından mal paylaşımı talepli dava açma haklarını kaybederler. Mal paylaşımı uzmanlık gerektiren konu olduğu için tarafların evlilik birliği içerisinde edinmiş oldukları malla üzerlerinde ne gibi hakları olduğunun bilincinde olmaları son derece önemlidir.
Tarafların bu gibi konularda maddi ve hukuki kayıplar yaşamaması bakımından anlaşmalı boşanma davalarının hem anlaşmalı boşanma protokolü hazırlanması aşamasında hem de duruşmalar sürecinde avukat yardımı almak faydalı olur.
Çekişmeli Boşanma Davalarında Boşanma Avukatının Rolü
Çekişmeli boşanma davaları anlaşmalı boşanma davalarına göre çok daha zorlu bir süreçtir. Çekişmeli boşanma davalarında anlaşmalı boşanmanın aksine eşlerin evlilik birliğini sona erdirme konularını açıklamak ve ispatlamak zorunluluğu bulunur. Bunun dışında nafaka ve tazminat taleplerinde ve mal paylaşımı konularında tarafların boşanmadaki kusurlarının önem arz etmesi nedeniyle atfedilen kusurun ya da kusursuzluğun ispatlanması önemli bir konudur. İspatın hukuka uygun deliller ile yapılmasına dikkat edilmelidir.
Çekişmeli boşanma davası açılabilmesi bakımından dava, kanunda sayılı olan durumlardan birine dayandırılmalıdır. Bu durumlar;
- Evlilik birliğinin temelden sarsılması
- Zina
- Akıl hastalığı
- Hayata kast, kötü muamele ya da onur kırıcı durumlar
- Terk
- Suç işleme ya da haysiyetsiz hayat sürme
Boşanma davası açılmadan önce ispat zorunluluğu bulunasından kaynaklı olarak nedenin tespitinin doğru bir şekilde yapılması önemlidir.
Zina, kötü muamele, hayata kast, onur kırıcı davranışa dayanarak dava açılması durumunda kanun davanın açılabilmesi için çeşitli özel süreler öngörür. Bu durumlarda dava hakkı bulunan eşin boşanma nedenini öğrenmesinden başlayarak 6 ay içerisinde ve her durumda bu sebebin doğumundan itibaren 5 yıl içerisinde dava açılması gerekir. Sürenin aşılması durumunda ya da dava hakkı olan eşin diğer eşi affetmesi durumunda dava açma hakkı bulunan eş bu hakkını kaybeder.
Terk etme nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için bazı özel şartlar gerekir. Türk Medeni Kanunu’na göre taraflardan biri bu yükümlülüklerini yerine getirmemek nedeniyle diğerini terk ederse veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmezse ve bu ayrılık durumu da en az 6 ay sürmüş ve bu durumun devamında istem üzerine hakim ya da noterin yapmış olduğu ihtarın sonuçsuz kalması durumunda terk edilen tarafın boşanma davası açma hakkı söz konusu olur. Bu durumların sağlanmaması halinde sebebin gerçekleşmemesinden dolayı boşanma talepli davalar reddedilir. Bu gibi durumlarda sürelerin kaçırılmaması son derece önemli olduğundan bir avukat ile çalışmak çok daha iyi olacaktır.
Davanın açılması ve dilekçe sürecinde tarafların taleplerini net bir şekilde ortaya koymaları ve savunmalarını etkili bir şekilde yapmaları önemlidir. İddia ve savunmaların genişletilmesi yasağı nedeniyle bu adımlar tarafların lehine olacaktır.
Dilekçenin tamamlanmasının ardından hakim dosyanın duruşma sürecinde uygun olduğuna karar vermesi durumunda duruşma günü belirlenir. Ön inceleme duruşması ilk duruşmadır ve katılmak son derece önemlidir. İlk duruşmaya taraflardan birinin gelmemesi halinde duruşmaya katılan tarafın iddia ve savunmasını genişletme konusunda bir hak doğar. Duruşmaya katılmayan taraf ise bu duruma itiraz edemez.
Boşanma Davası Dilekçesi ile Avukatsız Dava Açmak Mümkün Mü?
Usul kuralları bakımından son derece sıkı maddeler içeren kanunlar dikkate alındığında boşanma davalarında talep edilecek konuların süresi içerisinde talep edilmemesi, dilekçede birey için sorun oluşturabilecek konuların yazılması, delillerin yazılmaması ciddi hak kayıplarına neden olur. Hiçbir hukuk bilgisi bulunmayan kişilerin hazırladığı veya internetten bulunan eksik, yanlış dilekçeler ile dava açmaya çalışmak taraflar bakımından tehlikeli olur. Bu sebeple hukuki bilgi ve dikkat gerektiren dilekçe ve boşanma davası aşamasında bir avukat ile sürecin yürütülmesi son derece önemlidir.
En sorunsuz boşanma anlaşmalı boşanma davaları olarak ifade edilebilir. Evliliğin 1 yıldan fazla sürdüğü durumlarda avukat tarafından hazırlanan anlaşmalı boşanma protokolü ile dava açılır. Bu sürecin bireylerin kendisi tarafından takip edilmesi halinde anlaşmalı boşanma davaları ile en az 3-4 ay sürebilmektedir. Sürecin bir avukat ile yürütülmesi halinde duruşma 1 hafta gibi kısa bir sürede sonuçlanır.
Anlaşmalı olarak boşanma davası açılamıyorsa yani çekişmeli boşanma davasının açılacağı durumlarda süreç çok daha uzun olur. Bu durumda dilekçe aşamaları uzamakta ve tanıkların dinlenmesi sağlanmaktadır. Sadece dilekçe aşamaları bile 2-3 ayı bulabilir. Mahkeme tarafından çıkan kararın beğenilmemesi ve hukuka aykırı olduğu düşünüldüğü durumlarda İstinaf ve Yargıtay Kanun yollarına başvurulacağı için sürecin 2-3 yıl kadar uzaması mümkündür. Boşanma davalarında avukatın rolü konusunda daha fazla bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.