Ceza Hukuku ve Asliye Ceza Mahkemesi Ağır Ceza Mahkemesi

Ceza hukuku, suç olarak isimlendirilen toceplum düzenini bozan insan davranışları ve bunlara uygulanacak yaptırımları düzenleyen kurallar bütünüdür. Günümüzde insanlar çeşitli faaliyet alanlarında sosyal, ekonomik ve bireysel bakımdan risk doğuran işlerde çalışır. Günlük yaşamda bilerek ya da bilmeden bir suç olgusunun parçası olduklarında ya da bu tarz davranışlara maruz kaldıklarında toplumdaki bütün bireylerin bir suçun mağduru veya faili olarak ceza yargılanmasına muhatap olabilirler.

Ceza yargılaması, ceza hükmünü barındıran kurallara aykırı davranılıp davranılmadığının araştırılmasının gerçekleştirildiği bir faaliyettir. Suç işlendiği ile alakalı bilgiye dayalı olarak harekete geçen adli makamlarca gerçekleştirilen araştırma faaliyetlerinin sonucunda yeterli delil elde edildiği zaman şüphelinin suç işlediği görüşü öne sürülür. Cumhuriyet Savcısının ileri sürdüğü bu görüş iddia olarak isimlendirilir.

İddianın yöneltilmiş olduğu şüpheli ve şüphelinin müdafi tarafından iddiaya karşı ileri sürülen görüşler savunmayı oluşturur. İddia ve savunma makamlarının görüşlerinin değerlendirilmesi yapılarak vicdani kanaate uygun bir şekilde hüküm veren mahkemeler tarafından yapılan faaliyetler ise yargılama olarak isimlendirilir. İddia, savunma ve yargılamadan oluşan bu faaliyetlerin tamamına ise ceza muhakemesi ismi verilir.

Ceza Hukuku Amacı Nedir?

Devletin görevlerinden biri de hukuka dayalı olarak bir seviye oluşturulması ve bu seviyenin devam ettirilmesidir. Devlet bu görevi koymuş olduğu hukuk kuralları ile gerçekleştirir. Bütün hukuk kurallarında amaç insanlar arasındaki ilişkilerin düzenlenmesi ve bu şekilde toplumun barış ve seviye içinde yaşamasının sağlanmasıdır. Ceza hukukunun amacı ise diğer hukuk disiplinlerine benzer olarak kendi araçları ile genel amaca katkı sağlamaktır.

Ceza Hukuku Özellikleri Nelerdir?

Hukuk kurallarının dışında toplumsal düzenin devam etmesine de katkıda bulunan ve bunun yanında toplumu meydana getiren insanların ilişkilerinde esas aldıkları din, örf, terbiye gibi başka davranış normları da vardır. Toplumu meydana getiren insanların çeşitli davranış normlarının gereklerine uygun bir şekilde hareket etmeleri, etik gelişmişlik düzeyleri ile alakalıdır.

Ceza hukuku ile diğer hukuk kuralları aksi davranılması durumunda devlet gücü ile yaptırım uygulanmasını sağlar. Hukuk kuralları toplumun düzenini sağlama görevlerinin yerine getirilmesi adına devlet gücüne dayanır. Ceza hukuku ise öngörülen yaptırımların yalnızca devlet tüzel kişiliğinde uygulanabilmesi nedeniyle diğer hukuk disiplinlerine göre devlet gücü müdahalesinin daha mecburi olduğu bir hukuk sistemidir.

Devlet, toplumsal yaşamda barışı devam ettirme görevini ceza hukuku kuralları olmadan etkin bir şekilde yerine getiremez. Yalnızca devlet ceza hukukunu toplum düzeninin sağlanması konusunda son çare ve hukuk devletinin esaslarına bağlı olarak kullanır.

Ceza hukuku kabahat barındıran fiilleri ve bunlara uygulanacak olan yaptırımların neler olduğunu gösteren bir hukuk disiplini olarak karşımıza çıkar. Ceza hukuku sahip olduğu yaptırımların önleyici etkisi ile beraber hukuki değerlerin korunmasını sağlar.

Ceza hukuku fonksiyonunu hukuki değerleri ihlal eden saldırıların kabahat olarak tanımlanması durumunda yerine getirir. Kasten yaralama durumunun kabahat olarak tanımlanmasıyla kişilerin vücut dokunulmazlığının cinsel hücum suçu sebebiyle bireylerin cinsel dokunulmazlıklarının korunması gerekir.

Kabahat tanımı ile korunması istenen bir hukuki kıymet bulunur. Kişilerin kabahat işlemesiyle beraber korunmak istenen ideal ve tinsel değerleri tanımadığını göstermiş olur. Kabahat işleyen bireylerin cezalandırılmasının nedeni de kabahat işleme suretiyle yaşaması için korunmaya ihtiyaç duyulan değerler olduğunun farkına varmasını sağlamaktır.

Ceza hukuku, kamu hukuku içerisinde yer alan bir bilim dalı olması ile dikkat çeker. Bir suçun işlenmesi ile birlikte devletle suçu işleyen kişi içinde bir cezalandırma ilişkisi kurulur. Kabahat işleyen bireyin cezalandırılması gücü devlet tekeline bağlıdır.

Maddi Ceza Hukuku Ne Anlama Gelir?

Ceza hukukunun kendi içerisinde bazı alt dalları vardır. Bu açıdan maddi ve genel olarak kabul gören bazı ayrımlar bulunur. Maddi ceza hukuku bir davranışın kabahat teşkil etmesi için bulunması gereken unsurları, kabahat nedeniyle mesuliyet için aranan şartları ve suç işlenmesi halinde uygulanacak yaptırımları ve suç işlenmesine bağlı olarak diğer hukuki sonuçları inceler.

Ceza Hukukunun Genel Hükümleri

Maddi ceza hukuku kendi içinde ceza hukuku hususi hükümler ile ceza hukuku genel hükümler olarak ikiye ayrılır. Bu ayrımlarda ceza kanunlarının barındırdığı hükümlerin hususi hükümler ile genel hükümler olarak ikiye ayrılması etkilidir.

Ceza hukuku hususi hükümler içerisinde kasten öldürme, cinsel hücum, işkence, hırsızlık, hakaret, rüşvet, zimmet gibi tek tek kabahat tanımları bulunur.

Ceza hukukunun genel hükümleri ise suçlar için gerekli olan ortak prensipleri barındırır. Burada esas olarak bir eylemin cezalandırılması için ihtiyaç olan koşullar ve bu şekilde eylemin işlenmesine bağlı olan hukuki sonuçlar gösterilir.

Ceza Muhakemesi Hukuku Ne Anlama Gelir?

Ceza muhakemesi hukuku kabahat barındıran bir eylemin işlendiği şüphesi ile başlayan ve bu şüphenin failin lehine veya aleyhine yenilenmesine kadar devam eden süre zarfına verilen isimdir. Ceza muhakemesi hukuku sürece dahil olan bireylerin vazife, hak ve yetkileri ile işlendiği iddia edilen suçun gerçekten işlenip işlenmediği, eğer işlendiyse bu suçun kim tarafından işlendiği ve müdafaa, iddia, yargılama niteliğinde olan faaliyetlerden oluşan hukuk dalına verilen isimdir.

Ceza Hukukunun İlkeleri Arasında Neler Yer Alır?

Ceza hukuku ilkeleri şu şekilde açıklanabilir;

  • Ceza kanunlarının geçmişe yürütülmesi yasakları
  • Kabahat ve ceza durumlarında kanuni olma ilkesi
  • Kıyas yasağı
  • İdarenin düzenleyici işlemleri ile ceza ve kabahatlerin konulamaması durumu
  • Örf ve adetler ile ceza ve kabahat konulamaması
  • Kabahat ile ilgili kanunların açık olması yani belirlilik ilkesi

Hukuk devletinin en önemli özelliklerinden biri vatandaşı devletin hazzı muamelelerinden korumaktır. Bu korumayı elde eden ilkelerin başında suç ve cezada kanunilik ilkesi yer alır. Bu ilkeye göre devlet, hangi eylemlerin suç teşkil ettiğini ve bu eylemlerin işlenmesi halinde nasıl bir yaptırım uygulanacağını önceden belirler.

Bu yapıldığı zaman öncelikle devletin sınırlarını belirlemek suretiyle ceza hukuku uygulamalarında kişilere karşı hazzı muamelede bulunması önlenmiş olur. Bunun yanında kişilerin hangi eylemlerin kabahat sayılıp yasaklandığını önceden tahmin ederek hareket etmeleri sağlanmış olacaktır. Bu şekilde kişiler kabahat barındırmayan bir fiili işlemediklerinde herhangi bir ceza tehdidiyle karşılaşmama güvencesi altında olurlar. Bu sebeple kanunilik ilkesi bireylerin hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınmasına yardımcı olur.

Suç ve Cezada Kanunilik İlkesi Ne Anlama Gelir?

Anayasada yer alan 38. Ve 5734 sayılı TCK’nın 2. Maddesinde bulunan suçta kanunilik ilkesine göre haksızlık teşkil eden eylemlerden hangilerinin kabahat teşkil ettiği kanunda yer almalıdır. Kanunun açık bir şekilde kabahat olarak görmediği bir eylemden dolayı bir kimseye ceza verilmesi durumu söz konusu değildir.  Kanunun çık bir şekilde cezayı artıran bir neden olarak kabul etmediği hususlardan dolayı kimsenin cezasının artırılması mümkün değildir.

Kanunilik ilkesine göre kanun koruyuculara yüklenen bir diğer yükümlülük kabahat barındıran eylemlerin kanunda açıkça tanımlanmalıdır. Kanunda yer alan kabahat tanımları açık seçik bir şekilde ve her insanın anlayacağı şekilde belirtilmelidir. Kabahat tanımlarında farklı anlamlara gelen belirsiz ve son derece kapsamlı terimler kullanılmamasına dikkat edilmelidir. Ceza hukuku ile ilgili merak ettiğiniz ve aklınıza takılan konularla alakalı bizden bilgi alabilirsiniz.

CEZA DAVASINDA GÖREVLİ MAHKEMELER

ceza yargılamalarının yapıldığı esas görevli mahkemeler asliye ceza ve ağır ceza mahkemeleridir. Bu iki mahkeme dışındaki diğer tüm ceza mahkemeleri özel kanunlarla kurulmuş özel mahkemelerdir.

Asliye Ceza Mahkemesinin Görevleri Nelerdir?

  • 10 yıl veya daha az hapis cezası gerektiren dava ve işlere asliye ceza mahkemesi bakmakla görevlidir (5235 Sayılı Kanun md. 12)
  • 10 yıldan fazla hapis cezası gerektiren dava ve işlere de ağır ceza mahkemesi bakmakla görevlidir.

, özel düzenleme nedeniyle de asliye ceza mahkemesi görevli kabul edilir (5235 Sayılı Kanun md. 11/1).

Ayrıca, sulh ceza hâkimliğinin tutuklama ve adli kontrole ilişkin verdiği kararlara karşı yapılan itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulunduğu asliye ceza mahkemesi hâkimine aittir (CMK m.268/2-b).

.

Asliye Ceza Mahkemesinin Görevine Giren Suçlar ve Davalar Nelerdir?

Asliye ceza mahkemesinin hangi davalara bakmakla görevli olduğu, kanun maddesinde ilgili suç için öngörülen hapis cezasının üst sınırı dikkate alınarak belirlenmektedir. Suçun cezasının üst sınırı 10 yıldan fazla veya özel bir düzenleme ile başka bir mahkeme görevli değilse, görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir.

Mahkemelerin görevlerinin belirlenmesinde ağırlaştırıcı veya hafifletici nedenler gözetilmeksizin kanunda yer alan suçun cezasının üst sınırı göz önünde bulundurulur (5235 Sayılı Kanunu md. 24).

Asliye ceza mahkemeleri, TCK’da düzenlenen aşağıdaki suçlar ilgili davalara Yalan tanıklık suçu,

Asliye ceza mahkemelerinin itiraz yoluna başvurmak davayı sonuçlandırmayan bazı ara kararlarına karşı mümkündür. Örneğin, tutuklama kararı, tutukluluğun devamı kararı gibi kararlara karşı itiraz başvurusu yapmak mümkündür.

İstinaf, ceza hukuku sistemine henüz yeni giren bir kanun yoludur. Asliye ceza mahkemesinin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı dışındaki tüm hükümlerine karşı da istinaf yoluna başvurmak mümkündür.

Asliye ceza mahkemesi kararlarına karşı istinaf ve itiraz kanun yollarına başvurma süresi kararın öğrenilmesinden itibaren 7 gündür. Karar, sanığın yokluğunda verilmişse bu süre tebliğ ile işlemeye başlar.

İstinaf veya itiraz başvurusu kararı veren mahkemeye verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt katibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Beyanda bulunulması halinde tutanakla tespit edilen beyanı ve imzayı mahkeme başkanı veya hakim onayladıktan sonra başvuru yapılmış sayılır.

Asliye ceza mahkemesi hakimi tarafından verilen kararlara yapılacak itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulundukları ağır ceza mahkemesine aittir.

Asliye ceza mahkemesi tarafından verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı itiraz kanun yoluna başvurmak mümkündür. İtiraz süresi, kararın öğrenilmesinden veya tebliğinden itibaren 7 gündür.

Ceza davası yargılaması neticesinde verilen aşağıdaki kararlarla ilgili istinaf yoluna gidilemez, bu kararlar kesin hüküm niteliğindedir.

  • Üst sınırı 500 günü geçmeyen adli para cezasını gerektiren suçlar nedeniyle verilen “beraat kararları” kesindir. Bu kararlar aleyhine istinaf başvurusu yapılmaz. (CMK md. 272/3-b).

Asliye ceza mahkemesinde görülen bazı davalarda avukat tutma zorunluluğu olmamasına rağmen, yargılamaların bir avukat ceza avukatı vasıtasıyla takip edilmesi hak kayıplarını önleyecektir.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir