Düğünde Takılan Takılar Boşanma Aşamasında Ne Olur?
Düğünde takılan takılar ve ziynet eşyaları eşlerin boşanma davalarında anlaşmazlık konuları arasında yer alabilir. Takılar maddi açıdan değerli eşyalar olduğundan düğünde takılan takıların kime ait olduğu da boşanma davalarında öne çıka. Ziynet eşyaları ile alakalı talepler boşanma davaları ile beraber talep edilebilir. Bunun yanında boşanma kararının verilmesinin ardından da ayrı olarak davanın ileri sürülmesi mümkündür.
Ziynet eşyaları altın ve gümüş gibi farklı değerli madenlerden üretilen takılardır. Yargıtay ziynet eşyası tanımını çok daha geniş bir şekilde yorumlar. Buna göre yarım, çeyrek, tam altın gibi eşyalar da ziynet eşyası davası kapsamında istenebilecek eşyalardan biridir. Düğünde takılan takıların hangi tarafa ait olduğu ile alakalı bir düzenleme bulunmaz. Bu nedenle yıllarca boşanma davalarında ziynet eşyalarının kimde kalacağı tartışılmıştır. Bunun yanında ziynet eşyası davasında aynı tartışmalar yeniden gündeme gelir. Taraflar hangi taleplerde bulunabilecekleri konusunda net olarak bilgi sahibi olamazlar.
Günümüzde bu konular artık tartışma konusu olmaktan çıkmıştır. Kural olarak düğünde takılan takıları kim takarsa taksın aksine bir anlaşma olmadıkça bu altınların kadına bağışlandığı kabul edilir. Bu durumda bu altınlar kadının kişisel malı olarak kabul edilir. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verilmesinin ve kadının isteği ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcanması davalı tarafça kanıtlandığı zaman koca bu ziynet eşyalarını tekrar iade etmek zorunda kalmaz.
Yargıtay kararında ifade edildiği üzere düğünde takılan ziynet eşyaları her zaman kadına ait olur. Fakat burada dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Ziynet eşyalarının kadına ait olması eşyaların kadınların takabileceği bir ziynet eşyası olması durumunda mümkün olur. Örnek verecek olursak düğünde damada saat takılması halinde bu eşya kadına özgü olmadığından ve erkeğe takıldığı için kadının kişisel malı olarak sayılmaz. Yargıtay kararına bağlı olarak ziynet eşyaları kadınların kişisel malı sayıldığından kişisel malın ne demek olduğunun bilinmesi gerekir.
Kişisel Mallar Ne Anlama Gelir?
TMK’da yer alan mal rejimi 202. Maddeye bağlı olarak eşler arasında edinilen mallara katılma rejiminin uygulanması gerekir. İki tarafta mal rejimi sözleşmesi kanununda belirlenen farklı rejimlerden birini kabul edebilirler. Eşler arasında mal rejimi ile alakalı bir sözleşme yapılmaması durumunda mallara katılma rejimi uygulanır.
Türk hukukunda yasal mal rejimi edinilen mallara katılma rejimi olarak ifade edilebilir. Edinilmiş mallara katılma rejimine bağlı olarak evlilikten sonra kazanılan mallar üzerinde eşlerin yarı yarıya hakkı bulunur. Kişisel mallar ise şu şekilde ifade edilebilir;
- Miras ile elde edilen mallar
- Mal rejimi başlamadan önce eşlerin edindikleri mallar
- Kişisel malların yerine geçen değerler
- Manevi tazminat ile elde edilen alacaklar
- Eşlerden bir tarafın karşılıksız kazanma yolu ile kazandığı mallar
- Eşlerden bir tarafın şahsi olarak kullandığı eşyalar
Eşyaların kişisel mal sayılması ile bunların mal rejimi tasfiyesi esnasında diğer eşle yarı yarıya paylaştırılmasının önüne geçilir. Düğünde takılan ziynet eşyalarının kadının kişisel malı olarak sayılması ile bu takıların rejim tasfiyesi esnasında tamamının kadında kalacağı durumu söz konusudur.
Düğündeki Takılar Kime Ait
Evlilik boyunca eşler düğünde takılan takıların kime ait olduğu ve nereye harcanacağı ile alakalı konularda çeşitli sorunlar yaşayabilirler. Ekonomik durumun yetersiz kalması durumunda taraflar anlaşarak ya da mecburiyet nedeniyle takılan takıların nakde çevirme yoluna gidilebilir. Evlilik esnasında problem yapılmayan bu durumlar boşanmaya karar verilmesi durumunda sıklıkla sorun haline gelir.
Bu aşamada boşanmaya karar veren eşlerin aklına nakit paraya çevrilen takıların nasıl tahsil edileceği ile ilgili sorular gelir. Bu hususla alakalı olarak Yargıtay ilamına bağlı olarak düğünde takılan takı paraları ile ziynet eşyaları taraflar arasında aksi bir anlaşma olmaması durumunda kadına aittir.
Türk adet ve göreneklerine bağlı olarak evlilikler çoğunlukla düğün töreni ile gerçekleştirilir. Düğün törenlerinde çekilen videolar ve fotoğraflar yardımıyla kadına ve erkeğe ne kadar takı takıldığının tespit edilmesi mümkündür. Bunun yanında düğünden sonra eşler de bunu kayıt altına alabilirler. Hakimin bu durumun ispatı ile alakalı tanık beyanlarını dikkate alması durumları da söz konusu olabilir.
Aile mahkemeleri tanık beyanları, düğün videoları, taraf ifadeleri gibi delilleri değerlendirmesinin ardından ziynet eşyalarının hesabı ile alakalı bilirkişi desteği alabilir. Mahkemenin altınların fiyatını ve bunun yanında takıların kıymetini bilmesi mümkün değildir. Bilirkişinin gerekli incelemeleri yapmasının ardından altın ve diğer ziynet eşyalarının hesabı ile alakalı rapor mahkemeye sunulur. Mahkemede sunulan bu rapora bağlı olarak kararını verebilir.
Ziynet eşyaları değerli madenlerden oluşan takılara verilen isimdir. Bunun yanında yarım altın, çeyrek altın, cumhuriyet altını, tam altın da ziynet eşyası arasında yer alır. Bu nedenle düğünde takılan paralar ziynet eşyası kategorisinde yer almaz. Düğün esnasında takılan ziynet eşyaları ve paralar kim tarafından takılırsa takılsın herhangi bir anlaşma olmaması durumunda bunlar kadına bağışlanmış sayılır. Sonrasında artık kadının kişisel malı niteliğinde olur.
Ziynet Eşyası Davası Nedir?
Düğünde takılan takılar ile ilgili talepler boşanma davası ile alakalı olabilir. Bunun yanında boşanma kararından sonra açılacak ayrı bir ziynet eşyası davası ile de kişiler taleplerini öne sürebilirler. Düğünde takılan takılar ile ilişkili davaların kademeli olarak açılması mümkündür. Tarafların düğün takıları ile ilgili açmış oldukları davalarda talep kısımlarının farklı şekillerde düzenlenmesi mümkündür.
Hukuk Mahkemeleri Kanunu 107. Maddeye göre belirsiz alacak davası ile ilişkili birtakım düzenlemeler bulunur. Kanun hükmüne bağlı olarak davanın açılmış olduğu zamanlarda alacakların miktarlarının belirlenememesi durumunda belirsiz alacak davasının açılması işlemi gerçekleştirilebilir.
Kısmi dava durumu ise aynı kanunda yer alan 109. Maddede düzenlenmiştir. Bu maddeye göre talep konusunun bölünebilir olması durumunda talebin yalnızca bir bölümünün dava yolu ile ileri sürülmesi mümkün olur. Ziynet davalarının terditli olarak açılması işlemi gerçekleştirilebilir. Bunun yanında bu davaların belirsiz alacak davası olarak açılması mümkün olmaz. Davaların kısmi dava olarak açılması işlemleri de gerçekleştirilebilir.
Ziynet Davası Islah Nedir?
Ziynet eşyaları ıslah dilekçesi verme işlemleri davalar için geçerlidir. Burada boşanma davası açıldığı zaman ziynet eşyaları ile alakalı talepler bu davada ileri sürülmek isteniyorsa dava dilekçelerinin talep edilmesi gerekir. Ardından ıslah dilekçesi verilerek dilekçede talep edilmeyen ziynet eşyalarının talep edilmesi de mümkün olmaz. Boşanma davalarında ziynet eşyası harçları nisbi olarak ödenen harçlar arasında yer alır. Ziynet eşyalarının iadesi ya da bedelinin ödenmesi ile alakalı davalarda nisbi harç ödemesi yapılmalıdır.
Ziynet eşyaları özelliklerine bağlı olarak kadınların üzerinde taşıyabildikleri eşyalardır. Yargıtay bu konu ile alakalı olarak hayat deneyimlerine bağlı olarak ziynet eşyalarının kadın üzerinde olması veya evde saklanmış bulunmasıdır ifadelerine yer verilir. Bu şekilde ziynet eşyalarının kadınların üzerinde taşınmasının olağan olduğu ileri sürülmüştür.
Kadın evden ayrıldığı zaman evde olan ziynet eşyalarını beraber götürmüş olması olağan bir durumdur. Bunun yanında aynı Yargıtay kararında ziynet eşyalarının rahatlıkla saklanabildiği, götürülebildiği ve taşınabildiği ifade edilir. Ziynet eşyası davası ile alakalı aklınıza takılan her türlü soruda danışmanlık büromuz ile iletişime geçebilirsiniz.